Zorluklara dayanikli, huysuz ve kibirli koruma Rhys Larsenin iki kurali vardi
1 Müsterilerini ne pahasina olursa olsun korumak.
2 Duygusal bag kurmamak. Hicbir zaman.
Bu kurallari cignemeyi asla düsünmemisti ta ki o kadin hayatina girene kadar.
Bridget von Ascheberg. Ona tamamen uyan inatci bir karaktere ve Rhysin bildigi tüm kurallari küle ceviren gizli bir atese sahipti. Hic de onun bekledigi gibi biri degildi. Ihtiyaci oldugunu asla bilmedigi her seydi.
Bridget her gecen gün onun savunmasini daha fazla yikmaya baslamisti.
Rhys, artik inkar edemeyecegi bir gercekle yüzlesene kadar... Bridgeti korumaya yemin etmisti ancak tek istedigi onu mahvetmekti. Onu elde etmekti.
Cünkü kadin, ona aitti.
Onun prensesiydi.
Onun yasak meyvesiydi.
Onun her ahlaksiz fantezisiydi.
Görkemli, iradeli ve görevine zincirlerle bagli Prenses Bridget, diledigi gibi yasama ve asik olma özgürlügünün hayalini kuruyordu.
Ne yazik ki abisi bir anda tahttan cekildiginde, sevgisiz ama politik olarak uygun bir evliligin olasiligiyla ve hic istemedigi bir tahtla karsi karsiya kalmisti.
Yeni rolünün cetrefilli ve ihanetlerle dolu yolunda ilerlerken, asla sahip olamayacagi bir adama karsi duydugu arzuyu da gizlemesi gerekiyordu.
Korumasina.
Onun koruyucusuna.
Onun nihai cöküsüne.
Beklenmedik ve yasak
Onlarinki bir kralligi yok edebilecek, her ikisini de mahvedebilecek bir askti.
